Cinque Terre
Türklerin Renk Sevgisi: Yeşil ve Beyaz Ignatius Mouradgea D'ohsson
İ

stanbul’un İsveç elçiliğinde çok uzun zaman çalışan d’Ohsson, III. Selim devri Türk devletini son derece iyi incelemiş, Türk kaynaklarını çok büyük bir dikkatle ve etraflı bir şekilde tetkik etmiştir. Bu arada yazarın çok iyi Türkçe bildiğini de ilâve etmek yerinde olur.

D’Ohsson’un en büyük hususiyetlerinden biri, birçok Batılı yazarın aksine Türkler ve Müslümanlar hakkında peşin hükümleri olmaması, menfi duygular beslememesidir. D’Ohsson hatıralarında Türklerin renk tercihleri üzerinde şunları nakleder:

“Türklerin en fazla beğendiği renk, yeşil ve beyazdır. Bizzat padişahlar da, bu iki rengi tercih eder ve bilhassa büyük merasimlerde yeşil ve beyazlı elbise giyerlerdi. I. Murat ve III. Mehmed, elbiselerinde beyazdan başka bir renk kullanmamışlardır. İmparatorluğun askerî sınıflarının işaretleri de istisnasız yeşilli yahut beyazlıydı. Kimi tek renkli, kimi karışık yahut sırma işlemeli olurdu.

Bu âlâmetlerin üzerinde ya Kur’an’dan âyetler yahut Hazreti Ali’nin kılıcı yer alırdı. Müslümanlar, Zülfikar diye adlandırdıkları bu kılıca özel bir ehemmiyet verirlerdi. Beyaz satenin, vezir-i âzamların merasim elbisesi yahut üniforması olduğu biliniyor.

Şeyh-ül İslâm beyaz çuhadan elbise giyer. Bunların her ikisi de padişahın temsilcileridir. Biri ruhânî, diğeri dünyevî iki temsilci.

Yeşil saten ayrıca eyalet paşalarının resmî elbisesidir. Bunlar, hükümdarın eyaletlerdeki vekilleridir. Ve o eyaletlerin idaresinden sorumludurlar.

Yeşil çuha ise, ulemanın merasim elbisesidir. Bunlar padişahın otoritesi altında onun adına hareket eden din ve adalet vekilleridir. Padişah ise en büyük din ulusu ve bütün Müslümanları’ın ruhânî reisidir.

Bunların dışında Hazreti Ali’den gelen bütün emirler yeşil sarık giyerler. Esasen yeşil sarık, münhasıran onlara mahsustur. Onlar bu hususiyetleriyle milletin geri kalan kısmından ayırdedilirler. Emîr olmayan hiçbir Müslüman yeşil sarık kullanamaz.

Ancak, kadın olsun, erkek olsun, dileyen yeşil renkte elbise giyebilir. Zira Hazreti “Abbas ve Ali” hanedanından gelen eski halifeliğin sona ermesi üzerine bu renk sadece Türkler için değil bütün Müslümanlar için en seçkin renk olmuştur. Bu bakımdan devletin muhtelif sınıflarında da hâkim renk yeşildir.

Yeşilden sonra diğer bütün renkler, hattâ törece yasak edilen sarı ve kırmızı bile elbise ve mobilyada birbirinden ayırdedilmeden kullanılır. Dine en bağlı kimseler bu şekilde hareket eder.”