Cinque Terre
Fatih'in Divanını Anlamak Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
resim

F

atih Sultan Mehmed, devrinin aynı zamanda kuvvetli bir şairidir. Avnî mahlasıyla şiirler yazıyor, şiirleri, küçük bir divân teşkil edecek sayıya varıyordu. Şiirlerinde, sağlam bir islam itikadı sezilir. Kurân, hadis, fıkıh gibi ilimlerdeki vukûfu şiirlerine yansıtmıştır. Şiirlerinde, zaman zaman tasavvufun esasları görülür. Zikrettiği beşerî güzeller, bazen Cemâli Mutlak'a uzanan bir çizgide görüntü verirler. 

Nihad Sami Banarlı Bey "Ahmed Paşa, Sinan Paşa, Melîhî ve Necâti gibi Osmanlı şiir ve edebiyatına hamle yaptıran kudretli isimler asrında hükümdarca şiir söylemek kolay değildir" dedikten sonra şunları ifade etmiştir: "Bunun için, yaradılışın izninden başka, üstün bir kültüre sahip olmak gerekir; Türk, Arap, Acem edebiyatlarını, İslâm ilimlerini, İslâm tefekkürünü, tasavvufu, Şark-İslâm mitolojisini bilmek: aruz ve kafiye ilimlerini öğrenerek fesahat ve belâgatin inceliklerine vâkıf olmak lazımdır. Bunlardan başka astronomiden tıb bilgisine, matematikden kimyaya kadar fen bilgilerini, şiiri onlarla besleyecek ve şiirde onların akislerini farkedecek kadar kavramış olmak lüzûmu vardır." 

Görüldüğü gibi. bütün bu ilimleri kullanarak yazılan şiirleri anlamak için de aynı ilimlerden az da olsa nasipdâr olmak lazımdır. Yoksa ilimden nasipsiz olanların bu şiirleri açıklamaya çalışmaları kendilerini gülünç durumlara düşürmektedir.

Nitekim Fatih, Peygamber efendimizi methettiği na'tının bir beytinde "Alnın kamerine yüzün ayına müşabih, Bunca göz ile görmedi bu çarh-ı mualla" Yaratılalı şunca zaman olan bu yüksek gökkubbe altında, gelip geçen bunca göz sahibi insanlar, senin kamer alnına ve ay yüzüne benzeyen birini daha görmediler' derken beyte: 'Şair gökkubbede ancak bir tane ay olması gibi sevgilinin de dünyada  bir tane olduğunu ifade ediyor.

Beyitte, gökkubbedeki yıldızlar birer göz olarak düşünülüp  karanlık gecede herbirisinin ay ile varlık kazandıkları  imâ ediliyor ki bu manzara câhiliyye devrinde Hazreti Peygamber'in zuhûru ve O'nunla yeni bir varlık kazanan ashâb-ı kirâm mazmûnunu hatırlatır. Nitekim Hazreti Peygamber bir hadislerinde "Ashabım yıldızlar gibidir... buyurmaktadır." şeklinde açıklama getirilmektedir.

 

   Fatih'in Bir Gazeli
İmtisal-i cahidü fi'llah olubdur niyyetüm
Din-i İslam'un mücerred gayretidür gayretüm

Fazl-ı hakk u himmet-i cünd-i ricaullah İle
Ehl-i küfri serteser kahreylemekdür niyyetüm

Enbiya vü evliyaya istinadum var benüm
Lütf-i hakk'dandur heman ümmid-i feth ü nusretüm

Nefs ü mal ile n'ola kılsam cihanda ictihad
Hamdülillah var gazaya sâd hezârân rağbetüm

Ey muhammed mücizat-ı Ahmed-i Muhtar İle
Umarum galib ola a'da-yı dine devletüm


  Günümüz Türkçesiyle
Allah yolunda savaşmaktır niyetim
İslam dininin yalnızca yücelmesidir gayretim

Allah'ın ve evliya ordusunun yardımıyla
Küfür ehlini baştan başa kahreylemek niyetim

Peygamberlere ve velîlere dayanmışlığım var benim
Allah'ın lütfundandır fetih ümidim ve kuvvetim

Benliğimi ve malımı dünyada feda etsem ne olur ?
Allah'a hamd olsun, var Allah yolunda savaşmaya yüzbin rağbetim

Ey Mehmed ! Ahmed-i Muhtar'ın mucizeleriyle
Umarım gâlip olur din düşmanlarına devletim