S
ultan Abdülhamid Han'ın doğum tarihi, 21 Eylül 1842'dir. Osmanlı döneminde "Abdülhamid-i Sâni", Cumhuriyet döneminde ise "II. Abdülhamid" denen bu Sultan, 36 Osmanlı Padişahı içinde üzerinde en çok konuşulan Hükümdar/Halifelerden biridir. Aynı zamanda mazlum ve mağdur bir Padişahtır.
Devlete, millete, ümmete ve medeniyetimize yaptığı inanılmaz çaptaki hizmetleri sebebiyle kendisine rahat verilmedi. Birbirini takip eden seneler içinde darbe teşebbüslerine maruz kaldığı gibi hain teşebbüsler aynı sene içinde de oldu.
"Kızıl Sultan" iftirasının içyüzü şöyledir:
Bir kısım Ermeniler, 1866 Yılında Hınçak Komitesini kurdular. Bu örgüt, şark vilayetlerimizde Kürt- Türk demeden Müslüman ahaliyi katletmeye başladı. Maksatları, onları göçe zorlayıp yerlerini ele geçirmekti. Yaşanan vahşi saldırılar üzerine Sultan Abdülhamid, IV. Ordu komutanı müşir Zeki Paşa'ya terörü önleme emrini verdi. Zeki Paşa, eli kanlı teröristleri durdurdu. Karşı tedbir üzerine Fransız Akademisi üyesi Kont Albert Vandal ilim namusunu ayaklar altına alarak meşru müdafaa hakkını kullanan Padişah'a "Le Sultan Rouge/Kızıl Sultan" dedi.
Tuhaf olan şu ki İttihatçılar da bu vandallığa sarılarak kendi devlet reisleri için aynı sözü kullandılar. Ne var ki 1915 Ermeni Tehciri üzerine Ermeniler, aynı sıfatı İttihatçılara aleyhine sarf ettiler. Okullardaki o basit "Emin Oktay" tarih kitapları da yakın zamanlara kadar Padişah’a bu iftirayı atmaya devam etti.
Kim, kime her ne derse desin. Neticede zaman en iyi ilaçtır. Zamanla kim kahraman kim hain, kim vatansever belli olmakta.
Dünya ve Türkiye eğitimde "ana okulu" ihtiyacını henüz keşfetti. Hâlbuki Abdülhamid Han zamanında "ana mektepleri" vardı. Kızlar için usulüne uygun mektepler açılmıştı. Bu Sultan’ın ulaşım, bayındırlık, sağlık, haberleşme, şehircilik gibi onlarca sahada yaptığı hizmetler sayılsa sayfalarca uzar gider.
Çanakkale ve İstiklal Harbi’nin kazanılmasında o eserlerin payı çok yüksektir. İstanbul'un iki yakasını birleştiren köprü çizimlerini yaptırırken köprü üstünden de teleferik geçiyordu. 26 Aralıkta açılışı yapılacak olan Avrasya Tüneli aynı yerlerden olmak üzere çizilmişti. Eğer 31 Mart'ta devrilmeseydi bugün yapılan çok hizmet, o gün hayata geçecek, devlet 5 milyon km2'den 777 km²ye düşmeyecek, biz petrol ihraç eden bir devlet olacaktık.