Cinque Terre
Bosnalı Abdullah Efendi
1

583 senesinde “Bosna”da doğdu. Asıl ismi Abdullah Abdî olup, babasınınki Muhammed’dir. Bosnâvî, Rûmi ve Gâibî nisbet edildi. “Şârih-ul-Fusûs” ve “Şârih-il-Mesnevî” diye meşhûr oldu.

Doğum yeri olan Bosna’da ilim tahsîline başlayan Abdullah Efendi, sonra İstanbul’a geldi. Tahsîlini tamamladıktan sonra Bursa’ya gitti. Bursalı Hasan Kabaduz Efendi ile görüştü. Bu zâtın sohbetlerinde kemâle gelip olgunlaştı. Hâcı Bayram-ı Velî halîfelerinden Bıçakçı Ömer dede’nin halîfesi olan Hasan Kabaduz Efendinin feyz ve himmetleri ile yüksek derecelere kavuştu. Bosnâvî Abdullah Efendi, Bursa’dan ayrılıp Mısır’a, sonra 1636 senesinde hac vazîfesini yapmak için, Hicaz’a gitti.

Mekke-i mükerremeyi ve Medîne-i münevvereyi ziyâret etmekle şereflendi. Hac dönüşünde, Şam’da Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin türbesi yanında inzivâya çekildi. Günlerce ibâdetle meşgûl oldu. Sonra Konya’ya geldi. Sadreddîn-i Konevî ve Mevlânâ Celâledîn-i Rûmî gibi büyüklerin kabirlerini ziyâret edip, rûhâniyetlerinden istifade etti. Konya’da yerleşip, vefatına kadar bu şehirde kaldı. Talebelerine ilim öğretmek ve emr-i mârûf yapmakla Allah-ü teâlânın emirlerini bildîrmekle meşgûl oldu. 1644 senesinde hac dönüşü Konya’da vefât edip, çok sevdiği Sadreddîn-i Konevî hazretlerinin türbesi civarında defnedildi. Sonradan yapılan kabir taşına vasiyeti üzerine; “Hâzâ kabrû garîbillah fî ardıhî ve semâihî Abdullah el-Bosnâvî er-Rûmî el-Bayrâmî” ibaresi yazıldı.

Mısır ve Hicaz’a yaptığı seyahatlerinde ve Şam’daki ikametinde kendisi ile görüşen ilim erbâbı, Abdullah Bosnavî’nin ilmini ve eserlerini çok beğenirlerdi. Yüksekliğini anlayanlar, ilim ve feyzlerinden istifade etmek için birbirleriyle adeta yarış ederlerdi. Arap aleminin meşhûr ulemâsından Garsüddîn Halîlî Muhammed Mirzâ Sürûcî, Dımeşkî Sûfî, Muhammed Mekkiyy-ül-Medenî, Seyyid Muhammed bin Ebî Bekr Ukûd gibi âlimler, Abdullah Bosnavî’nin talebesi olmakla şereflendiler.

Kaynaklarda Abdullah Bosnavî’nin altmış eserinin ismi verilmektedir. Bunlardan en meşhûru, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin meşhûr eseri Füsûs-ül-Hikem şerhidir. Mısır’da ve İstanbul’da birer defâ basılmıştır. Diğer eserleri çeşitli kütüphânelerde mevcûd olup, okuyanlar istifâde etmektedirler. Eserlerinden bâzıları şunlardır:

1.    Mevâkib-ül-Fukarâ,
2.    Hakîkat-ül-Yakîn,
3.    Risâle-i Hazerât-il-Gayb,
4.    Metâli-un-Nûr-is-Senî an Tahâret-in-Nebiyy-il-Arabî,
5.    Risâletün fi Tafdîl-il-Beşer Alel Melek,
6.    Tezyilün fî Münâzeat-i İblîs Li-Sehl bin Abdullah et-Tüsterî,
7.    Mekâsıd-ı Envâr-ı Ayniyye ve Meskâıd-ı Ervâh-ı Tayyibe-i Gaybiyye,
8.    Muhâdarât-ül-Envâil.

Bunlardan başka çeşitli âyet-i kerîme ve sûre-i şerîfelerin tefsîrleri, çeşitli mevzûlarda manzum ve mensûr Türkçe ve Arapça eserleri vardır.